birz izimtten bahsetmeki istyrm..geçen gün annemin dediği gibi istanbul PEYGAMBER duası almış şehir olmasındanmıdır nedir hiçbiyer onu yerin tutmuyo..
kalabalık,havası pğis,pahalı,yaşaması zor,her türlü bela bu şheride ama buna raqğmen burda doğmuş ve büyümüş biri olarak asla istanbuldan bŞKA BİYERDE YAPAMIYACAĞIMI Bİ KERE DAHA ANLADIM.izmittede bir dfeniz var ama bir boğaz köprüsü yokk gemileri onunda var ama insanın bakası gelmiyo..merak edyrm yaşamayanlarda bizim kadr zevk alıyomu bu şehirden??
31 Ocak 2009 Cumartesi
30 Ocak 2009 Cuma
İZMİTTT
herkeze meraba..öncelikce hocam sizden özürdilemek isytrm ama bu hafta blog yazamamda inanın çok geçerli bi sebebim vAr öncelikle onu paylaşmka istyrm;babamın yaklaşık 1 ay önce tayin çıktı izmitee..ve orrda ev tutuutu ve kardeşimin okulu kapanır kapanmazda bizi yanına taşıdıı..ve gitmeden önce babam tututuğ evi yere göğe sığdıramadıı bende büyük bir hevesle gittim ve dumur oldumm.TAM BİR MAHRUMİYET BÖLGESİ.telefn çekimyo,televizyon çekmiyo.internet zaten çekmiyoo..ev izmitin tepesindee insanlardan uzakk bir evvv.babama göre harika bi manzarası varr havası temizz ama bana hiç yi gelmedii özellikle teknoloji mağduru olunca..bir hafta kaldım ama o bir haftayı bana sorunn!niyetim rahatlamaktı ama fazla rahatladım rahatımm sitrese döndü!birde sizden tehtid mesjlrı görünce yice gerildimm..istnbula geldik bu akşam ve gelir gelmez laptopu açtımm..tekrar söylyrm nolur kusura bkmayn hocam inanın mAhçubum aama gördüğünüz gibi elimde olmayan sebeplerden dolayı yazamadım.babam pazar günü beni yine götürecek mahrumiyet bölgesinee:((((ama ben gitceğim dakkaya kdr inanın yazıcam çünkü ben blog planının başından beri gayet zevkle yazdım..ve devamda edicemm ..görşmek üzereee
13 Ocak 2009 Salı
KİTAPP

tatill hızla ileriliyoo..ve okul başlamadam en azından biri iki kitap bitirmeliyim diye düşündüm..ve evde bulduğum iki kitaba beraber başladım biri;HZ.ÖMER diğeri;ABDÜLHAMİDİN KURTALARLA DA NSI.her ikisini tavsiye edyrm biri adaletin simgesi hak'la batılı ayırt eden sultanı anlatıyoo muhteşem bir şekilde diğeri ise 33 yıl boyunca tahtında ciddi sıkıntılar ve mücadeleler veren ABDÜLHAMİTİ.bence her gencin bilmesi ve öğrenmesi gereken şahsiyetler olduğunu düşünüyorr ve ISRARLA TAVSİYE EDYRMM....
6 Ocak 2009 Salı

İnsana Dair Yapılan Her Zulme Hayır!
Orada çocuklar öldürülüyor.Orada anneler yavrularını kaybediyor, insanlar katlediliyor.Orada çocuklar yürümeye başladıklarında oyun oynamayı değil taş atmayı öğreniyorlar.Orada dökülen gözyaşı kanla karışıyor.Orada umut gökyüzünde dumanların arasında yitip gidiyor her gün.
Dünyamızın 'Filistin' diye anılan bir parçasında insanlığımızın hunharca yok edilişini seyrediyoruz.
Filistin bizim kardeş ülkemiz. Filistin'de yapılan katliamı, bir futbol maçı izler gibi ya da bir film seyreder gibi seyretmeyi reddediyor, bu katliamın failleriyle aynı cinse sahip olmamızdan ötürü insanlığımızdan utanıyoruz.
Filistin'de süren katliam, insanın insana karşı nasıl vahşileşebileceğinin korkunç bir örneği olarak önümüzde durmaktadır. Yüreğimiz yanıyor, haykırıyoruz!Bütün dünyanın gözü önünde işlenen bu katliama başkaldırdığımızı ilan ediyoruz.Mazlum çocuk Hanzala’nın feryatları arşa yükselirken ve ölen tüm çocuklar Hanzala iken, herkesi Hanzala’nın çığlığına ses vermeye, yardım etmeye çağırıyoruz…
Hanzala, yüzünü bahara çevirmiş çocuk!Özgürlüğü bekleyen çehreni özgürlüğe çevirene kadar yanındayız, tüm içtenliğimizle yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.
Orada katledilen; insanlığımız, ruhumuz ve vicdanımızdır. Dünyanın en korkunç terör mekanizmasına dönüşen İsraili, insanlığımızı hunharca katletmesinden dolayı kınıyor, onu insanlık ve tarih önünde tel'in ediyoruz.
Orada çocuklar öldürülüyor.Orada anneler yavrularını kaybediyor, insanlar katlediliyor.Orada çocuklar yürümeye başladıklarında oyun oynamayı değil taş atmayı öğreniyorlar.Orada dökülen gözyaşı kanla karışıyor.Orada umut gökyüzünde dumanların arasında yitip gidiyor her gün.
Dünyamızın 'Filistin' diye anılan bir parçasında insanlığımızın hunharca yok edilişini seyrediyoruz.
Filistin bizim kardeş ülkemiz. Filistin'de yapılan katliamı, bir futbol maçı izler gibi ya da bir film seyreder gibi seyretmeyi reddediyor, bu katliamın failleriyle aynı cinse sahip olmamızdan ötürü insanlığımızdan utanıyoruz.
Filistin'de süren katliam, insanın insana karşı nasıl vahşileşebileceğinin korkunç bir örneği olarak önümüzde durmaktadır. Yüreğimiz yanıyor, haykırıyoruz!Bütün dünyanın gözü önünde işlenen bu katliama başkaldırdığımızı ilan ediyoruz.Mazlum çocuk Hanzala’nın feryatları arşa yükselirken ve ölen tüm çocuklar Hanzala iken, herkesi Hanzala’nın çığlığına ses vermeye, yardım etmeye çağırıyoruz…
Hanzala, yüzünü bahara çevirmiş çocuk!Özgürlüğü bekleyen çehreni özgürlüğe çevirene kadar yanındayız, tüm içtenliğimizle yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.
Orada katledilen; insanlığımız, ruhumuz ve vicdanımızdır. Dünyanın en korkunç terör mekanizmasına dönüşen İsraili, insanlığımızı hunharca katletmesinden dolayı kınıyor, onu insanlık ve tarih önünde tel'in ediyoruz.
1 Ocak 2009 Perşembe
mutlu olmak için!!!
Çok zaman önceydi. O kadar zaman önceydi ki, zaman diye bir şey yoktu. İnsanlar, güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı. Derken, zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan. Bir parçasına, "dün" dedi, diğer parçasına "bugün", öteki parçasına da "yarın". Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu. Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telâşlandı; ama işin ilginç tarafı, tüm telâş ve pişmanlıkları, güneş doğup batıncaya kadar yaşadı. Farkında olmadan rezil etti bugününü. Oysa yarın, bugüne dün diyor; dün de, bugün için yarın diyordu. Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı. Bugünü eline yüzüne bulaştırdı... Mutsuz oldu insan. Ve ne gariptir ki, yarının telâşını da, dünün pişmanlığını da, hep bugün yaşadı; ama bugünü hiç yaşayamadı. Ne yarın, ne de dün!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)